OCAK 2014 – OCAK 2017 DÖNEMİ FAALİYET RAPORU

11 Ocak 2014 tarihinde yaptığımız 1. Olağan Genel Kurul sonucunda görevlendirilen Genel Merkez Yönetim Kurulumuz ilk toplantısında görev dağılımı yaparak çalışmalarına başladı.

Yaşadığımız süreç devlet örgütlenmesinin, sivil toplum örgütlerinin, siyasal yapıların şoklarla sarsıldığı insanların seçim yorgunu olduğu, kaos, korku ve travmanın yaşandığı bir süreç oldu…

Ülkenin bütün kurumları ve kadroları,  siyasal ve ekonomik alt yapı imha ediliyor.

Medya üzerinde sistematik dozu sürekli artan baskı, insan hakları ihlalleri, İş cinayetleri, büyük can kayıplarına neden olan maden katliamları. Kadın cinayetleri, çocuklara yönelik taciz tecavüz vakaları.

Kürt halkına yapılan katliam ve yıkımların sürekli hale getirilmesi, ölümlerin kutsandığı, milliyetçiliğin körüklendiği olağanüstü bir dönem yaşatılıyor. Irak, Suriye, Libya ve benzeri ülkelerde duymaya alıştığımız iç savaş durumuna özgü denilebilecek kanlı olaylar ülkeyi periyodik aralıklarla sarsıyor.

Artvin yaylalarından Hasankeyf’e Egeye, Akdeniz’e kadar bütün doğal kaynakları, yeşil alanları hedef alan ekolojik yıkım tehdit olmaktan öte geçiyor günlük olaylara dönüyor. Bu kadar travmatik olayların üst üste yaşanması alışılmadık bir durum. Yaşadıklarımız olağan dışı. Olanların anlamını kavramak için elimizdeki kuramsal araçlar yetersiz kalıyor.

Temsili Parlamenter Sistemi devre dışı bırakan başkanlık sistemi fiili olarak ülke yönetiminde. Küresel kapitalist politikalara uyum için başlatılan devletin yeniden yapılandırılması, değişim süreci siyasal ekonomik alt yapının imha edilmesine, Ülkenin bütün kurumlarının ve kadrolarının yok edilmesine doğru götürülüyor.

Genelde yapılanlar bizim özelimizde de aynı perspektif ve yöntemlerle yürütüldü. Devlet güvencesinde olan kamu emekliliğinin yok edilme noktasına taşındı.

1994 ten 2014 de kadar yirmi yıllık bir sürece yayılarak demokrasi, sosyal devlet söylemleri kullanılarak SGK nun kaynaklarının eritildiği, emeklilik hakkının ekonomik ve sağlık güvencesinin yok edildiği bir dönemdeyiz.

Çalışma yaşamı esnek, güvencesiz hale getirerek işçileri köleleştiren düzenlemeler birer birer uygulamaya konuyor. Geniş kitleler işsiz bırakılıp çalışma yaşamından koparılıyor.

Emeklilerin aylık hesaplama yöntemini değiştiren aylıkları hızla aşağıya çeken, sağlık hakkını yok eden Sosyal Güvenlikte “Reform” uygulamaları fiili olarak tamamlandı ve yasalaştırılmıştı. Hızla yoksullaşan iş arayan ucuz emek gücü olarak çalışan emekli sayısı gittikçe artıyor. Yoksulluk ve açlık sınırının altına çekilen, alım gücü düşen emekli aylıkları emeklileri ekonomik yaşamın dışına itiyor, sosyal toplumsal yaşamdan koparıyor.

Ekonomik olarak küresel kapitalist politikalar ve Türk İslam sentezli sosyal kültürel uygulamalar; toplumsal yaşamı aile yapısını, sokakta işte günlük insan ilişkilerine kadar her alanı etkisi altına alıyor, var olanı yok ediyor. “Yeni” denen bilimsel temelden, uygar ve çağdaş anlayıştan uzak, var olan tüm değerleri ve kazanılmış hakları yok eden bir toplumsal yaşam ilişkileri dayatılıyor.

Yasalarda var olan haklarımızı kullanma, yok sayılan haklarımızın yeniden kazanımı için mücadele etmek.

Mücadeleye hazırlık için durumumuzun farkına varmak, sorunların kaynağını tespit etmek ve tavır koymak için güç toplamak gerekir.

Çalışmalarımızı; farkındalık yaratma, emekliler yaşlılar alanında yürütülen resmi politikaları takip etme, politikalar karşısında görüş oluşturma ve kamuoyuna duyurma. Kendi alanımıza ilişkin ülke içinde ve dışında var olan özel günleri bu amaçla kullanma. Sınıf mücadelesi temelinde siyasi yapılar, demokratik kitle örgütleri, kurum ve kuruluşlarla ilişki kurma dayanışma içinde olma, kendimizi amaç ve ilkelerimizi anlatma biçiminde yürüttük.

1 EKİM DÜNYA YAŞLILAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMALARI

Sendika kurma çalışmalarını yürüttüğümüz dönemde başlattığımız ve bizim için emekliler yaşlılar dayanışma günü olan 1 Ekim Dünya Yaşlılar Gününde 2012 yılından bu yana basın açıklaması ve bildiri dağıtımı ile kamuoyuna ulaşmaya çalışıyoruz.

1990 yılında 1 Ekim “Dünya Yaşlılar Günü” olarak yaşlı haklarının farkına varma, duyarlılığı artırma amacı ile kabul edilen bu günü her yıl sorunlarımıza dikkat çekmek için Taksimde,  Kadıköy İskele Meydanında ve 2016 yılında Avcılar Belediyesi önünde Avcılar Temsilciliğimizin organize ettiği basın açıklaması ile değerlendirdik.

Bu günün Başbakanın, Bakanların, Yöneticilerin, SGK Bürokratlarının kutlamaları, huzurevi ziyaretleri ve hamasi nutukları ile geçiştirilemez olduğunu, yaşlılığın güvencesi olan emekliliği esnek ve güvencesiz hale getirdikleri için yoksulluk şiddetine maruz kalanların sayısının arttığını. İnsan yaşamının piyasa koşullarına terk edilemeyecek kadar değerli olduğunu

 1982 de Viyana’da toplanan BM Genel Kurulunun bağımsızlık, katılım, bakım, kendini

gerçekleştirme ve itibar  başlıkları altında benimsediği YAŞLI HAKLARI nı

BM  2002 Madrid “2. Dünya Yaşlılar Asamblesi” sinde “Yaşlanma 2002  Uluslararası Eylem Planı” nında “Yaşlı nüfusun yaşam kalitesinin iyileştirilmesi topluma katılımı geçim ve sağlık sorunlarının çözümlenmesi” için üye ülkeleri uyardığını,

 AKP iktidarının bu planı dayanak aldığım dediği.2004 “Ulusal Komite” ye hazırlattığı Yüksek Planlama Kurulu 2007’de onayladığı. “Türkiye’de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı” nın bilimi reddettiğini, yaşlılık gibi insan yaşamının doğal bir süreci olan dönemi hastalık olarak nitelendirdiğini. Yaşlılık hastalık ve sorun değildir sadece yaşlılarımızın sorunları vardır. SGK, Bakanlıkları ve Yerel Yönetimleri sorunlara Dünya Sağlık Örgütü normlarına uygun çözüm üretmesi gerektiğini,

Sağlık hakkını yok eden, Devlete sağlık sektörünün komisyonculuğunu yaptıran politikalara ve erişilebilir güvenli ücretsiz sağlık hakkımızın gasp edilmesine hayır diyerek sosyal yardım değil sosyal güvenlik talebimizi.

Bu plan yeniden Uluslararası standartlara uygun olarak gerçek muhatapları ile birlikte hazırlanmalıdır. Emeklilerin yaşlıların yaşamlarını ilgilendiren politikaların  belirlenmesinde söz sahibi olacakları örgütlenmelerin önü açılmalı, gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını,

“Yaşlılara  Aileleri Baksın” politikasının büyük bir hata olduğunu.

Yaşam hakkını güvenceye almak, günlük yaşamı sürdürmek, fiziksel bedensel, ruhsal açıdan sağlıklı yaşamak ve aktif yaşlanmak için gerekli koşulları hazırlamanın Devletin en temel görevi olduğunu,

Ekonomik ve sağlık güvencesinden yoksun, emeklilikle ilgisi olmayan BES in bir çeşit vergilendirme olduğunu. Cari açığı kapatmak için zorla tasarruf  yaptırıldığını. Kamu Emekliliği yerine ikame edilemeyeceği.1 Ocak 2017 de başlayacak kesintilerin hukuksuz olduğunu ifade ettik.

 Ohal’ler ve KHK’ler meşru bir yönetim biçimi olmadığı ve vazgeçilmesi gerektiğini. Sorunların anti demokratik uygulamalarla şiddetle savaşla değil toplumsal adaleti toplumsal barışı tesis ederek çözüleceğini vurguladık.

15 HAZİRAN DÜNYA YAŞLIYA  ŞİDDET ve SUİSTİMALİ FARKINDALIK  GÜNÜ

BM 2002 yılında hazırladığı “Yaşlanma Uluslararası Eylem Planın” da yaşlılara karşı  her türlü ihmal, istismar ve şiddetin ortadan kaldırılması hedefi vardı. Bu hedef doğrultusunda konuya dikkat çekmek duyarlılık oluşturmak için 15 Haziran  “Dünya Yaşlıya Şiddet ve Suistimali Farkındalık  Günü” olarak ilan edildi. Bu eylem planına dayanarak “Türkiye’de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı”  hazırlayan hükümetler şiddet ve ihmal sorununa ve çözümüne ilişkin hiç söz etmiyor. Bu görevi de hatırlatma toplumda bizde dahil farkındalık yaratmak için bu günü değerlendirdik.

Emeklilikte ekonomik güvencenin olmaması, ücretsiz güvenli ulaşılabilir sağlık hizmetinin alınamaması. Yaşlıların güncel durumu ve sosyal güvenlik sisteminin geleceğinden duyulan kaygılar. Devletin yaşlılara aileleri baksın politikası. Toplumsal yaşlanmayı bir sosyal sorun haline getirmektedir. Söylenenlerin aksine yaşlılık sorun değildir. Yaşlı insanların sorunları vardır. Ve mevcut politikalar nedeni ile 21. y.y Türkiye’sinin en büyük sorunu olacaktır. “Türkiye’de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı” nın sorunlara bakışı bilimsel temelde uzak ölçme ve değerlendirme hataları sorunları çözememiş ve katlanarak artmasına neden olmuştur.

Dünya Sağlık Örgütü;Bakıma muhtaç yaşlıların aile ilişkilerini gerdiğini, 

Yaşlıya bağımlı olan aile üyelerinin de yaşlı açısından risk oluşturduğunu.

Yaşlıya ilişkin kalıp yargıların, Kuşaklararası farklılıkların, Vesayet ve mülkiyet sisteminin,

Toplumsal yapının da kültürel, sosyal, ekonomik açıdan risk faktörü olduğunu belirtiyor.

Sorunun fark edilmesine katkı için her 15 Haziranda bildiri dağıtımı kamuoyuna yazılı açıklama yaptık

15 Haziran 2014 tarihinde YÖN RADYO da  bu güne ilişkin farkındalık yaratmak için 20 dakikalık radyo programı yaptık. Yaşlıya şiddetin tanımını, görünmezliğini, yoksulluk şiddetini anlattık. Olumlu geri dönüşümler aldık.2015 için broşür hazırladık notlar elimizde

çıkaramadık.

15 Haziran 2016 da Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğüne bildirimde bulunarak 14oo- 18oo saatleri arasında pankart açıp masa kurduk. Ses cihazıyla sürekli  günün anlamını, ülkemizde yaşlıya şiddetin boyutunu, iktidarın sorun yaratan bakış açısını ve ekonomik sosyal politikaların olumsuzluğunu anlatarak bildiri dağıttık. Olumlu tepkiler aldık. İnsanlar sorunlarını ve çaresizliklerini anlattı.Yaşlı hasta bakımı, yalnızlık, ekonomik sorun, AKP nin yanlı tutumu belirgin sorunlardı.40 kişi bizimle iletişim kurmak için bilgilerini paylaştı. Kadıköy’de yaşamak ayrıcalıktır denen yerdeydik.Durum vahimdi. Yaşlıların durumunu tespit etmiş ve küçükte olsa şiddete karşı farkındalık yaratmış olduk. 

YEREL  YÖNETİMLER, BELEDİYELER KENTLİ HAKLARI  EMEKLİLER, YAŞLILAR 

Yaşam alanlarımızdaki sorunları çözecek, yaşamımızı kolaylaştıracak, yerel yönetimleri belediyeleri kamu hizmeti, görev ve sorumluluklarını araştırdık. Bunları tespit etme, farkındalık yaratma ve değerlendirme çalışmaları yaptık.

Ülkemizde yaklaşık otuz yıldır yerel-bölgesel oluşumlara yönelik düzenlemeler yapılmaktadır. Bu düzenlemelerin dayanağı 1985 yılında Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen ve amacı özerk yönetimlerin oluşturulması olan Avrupa Yerel Yönetimler ve Özerklik Şarttı (AYYÖŞ)” dür.

AYYÖŞ ün temel hareket noktası; Avrupa düzeyinde demokrasinin ancak yurttaşa en yakın yönetimler olan yerel yönetimlerin gerçek güçle donatılması, özerk hale getirilmesi ile mümkün olduğudur.

Bu kapsamda yeniden düzenlenen yerel yönetimler yasasında belediyenin görev ve sorumlulukları  

“Belediye, mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla; imar su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafi ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı;  temizlik ve katı atık; zabıta itfaiye acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor, orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları, sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek, beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000 in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır”….şeklinde Belediye Kanununda tanımlanmıştır.

 “Belediye hizmetlerinin sunumunda mali durum ve hizmetlerin ivediliği dikkate alınır”. “Hizmetler vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulur. Engelli, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun yöntemler kullanılır”. Belediyelerin İmar hizmeti öncelikli ve mekânsal plan kararlarının üretilmesi ile başlar. Hizmeti alacak nüfusun yapısı ile de uyumlu olması gerekir.

 Avrupa Konseyi tarafından 1992 yılında kabul edilen Avrupa Kentsel Şartına göre ideal kent :

“kentli haklarını koruyan en iyi yaşam koşullarını sağlayarak halka iyi bir yaşam biçimi sunan, değerini orada yaşayan, ziyaret eden, çalışan ve ticaret yapan, eğlence, kültür ve bilgiyi orada arayan ve eğitim görenlerden alarak;  bir çok sektör ve aktiviteyi bir arada uyum içinde barındıran yaşam yeridir.” biçiminde tanımlanıyor.

Avrupa Kentsel Şartının ağırlık noktalarını: 

“fiziksel kentsel çevrenin iyileştirilmesi, mevcut konut stokunun iyileştirilmesi, kentlerde sosyal ve kültürel olanakların oluşturulması, sosyo- ekonomik kalkınma ve hak katılımının geliştirilmesi” oluşturuyor.

Kentsel ortamda değişen yaşam birimlerine bağlı olarak yaşlı bireylerin sürekli değişen dönüşen kent dinamiğine uyum sağlamaya çalışmaları yaşlıların fiziksel, sosyal, ekonomik, psikolojik birçok sorunla karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır. Kentsel mekânların tasarım düzenlemeleri yaşlı bireylerin kullanımına uygun hale getirildiğinde: Tüm kullanıcı gruplar (hamileler, çocuklar, engelliler vb.) a hitap eder. Birlikte kullanıma “kent hakkının” eşit dağılımına olanak sağlayarak daha sağlıklı bir sosyal çevre oluşturur. Böylece toplumun fiziksel ve ruhsal sağlığının korunmasına yardımcı olur.

 Belediye hizmetlerinin planlanmasında: “Yaşlı nüfusun yoğun olarak bulunduğu mahallelerde gerçekleştirilecek hizmetlerin yaşlıların fiziksel işlevlerinde rutin aktivitelerinde azalma nedeni ile günlük yaşam alışkanlıklarının değişmesi sosyal iletişimde azalma eğilimi ve ayrıca yaşlıların diğer yaş gruplarına göre konutlarında daha fazla vakit geçirmeleri gibi özelliklerinin dikkate alınarak planlanması” gerekmektedir.Bu kapsamda Avrupa Kentsel Şartı ve Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) onayladığı

Küresel Yaşlı Dostu Kentler Rehberine göre:

Yaşlıların günlük yaşama sağlıklı ve güvenli bir şekilde katılımını temel alan dış mekânlarda ulaşım ve konuta ilişkin ölçütlerin dikkate alınması önemlidir. Bu şekilde düşünülen kentsel tasarım yaşlıların fiziksel olarak aktif ve toplumsal yaşamın doğrudan içinde olmalarını sağlayacak aktivitelerini sürdürmelerini ve yerinde yaşlanmalarını sağlayabilecektir. Bu doğrultuda: Yaşlıların fiziki çevrelerine yönelik güvenli alanların oluşturulması. Güvenli ve kullanışlı yaya yolları,

yürüyen merdivenler, kolay ulaşılabilir sosyal   merkezler  ve yeşil alanların oluşturulması.

Mevcut fiziksel çevrenin yaşlı nüfusun gereksinimleri doğrultusunda engelsiz mekân tasarım ilkelerine göre düzenlenmesi.

Engelsiz mekân tasarımları yani;  kaldırım taşlarının yenilenmesi, yaya yollarının düzenlenmesi, sokak aydınlatmalarının kontrol edilmesi konuları kentsel tasarım ölçeğinde ele alınması gereken öne çıkan konulardır.

2000’ li yıllar sonrasında yerel yönetimler yasasında kentsel haklar konusu üzerinde önemle durulmuş. Bu hakların korunduğu, ideal kentsel mekânların hedeflendiği mekânsal planlama süreçleri başlamıştır. Ancak Kentsel Haklar, İdeal Kent ve mekânsal planlama süreci birbiriyle örtüşüyor görünse de insan haklarının uygulama alanı olarak somutlaşan kentsel haklar konusu mekân planlamada netlik kazanmamıştır.

Kentsel mekânlar, imar yasası doğrultusunda hazırlanmış olan imar planları kapsamında gerçekleşen imar uygulamaları sonucu oluşmaktadır. Mevcut plan kararları ekonomik süreçlerden bağımsız değildir. Kentsel alanlar sermayenin yeniden üretim alanları olarak görülmektedir. Planlamanın, ekonominin bağımlı değişkeni olmaktan kurtulamadığı için planlama yasasındaki değişimin yönü tam da sermaye birikim süreçlerini destekleyen yöndedir.

Kentsel alanlar büyümenin motoru olarak görülmektedir. Neo liberal bir planlamanın toplumun tüm kesimlerine aynı mesafede yaklaşması beklenemez.2000 li yıllarda sermaye birikim sürecinin merkezine oturan kentler; dünya kenti, yarışan yerellikler, rekabet kavramları ile nitelendiriliyor. Planlama bu kavramlarla donatıldığında karar üretme aşamasında üretim ilişkileri içinde aktif olan erişkin dönemi merkeze almakta diğer yaş dönemlerini ötekileştirmektedir. Üretim ilişkilerinde aktif olmayan yaşlılar planlamada insan olarak kabul edilmemekte, yok sayılmakta, ötekileştirilmektedir.

Kentlerin yaşlı dostu  olması gerektiği gibi toplumlar da yaşlıları ile dost olmak zorundadır .”Yaşlıların  aktif olarak kapasitelerinin, yeteneklerinin, verebileceklerinin farkına varan, ihtiyaçlarına ve seçimlerine karşılık verebilen, fikirlerine ve yaşam tarzlarına saygı gösteren, kırılgan olanları mutlak koruyan, toplum yaşamının her alanına ve anına katılmayı teşvik eden şekilde olmak üzere her tür politika, hizmet, oluşum ve yapının bulunduğu toplumlar ancak yaşlı dostu” sayılabilir.

Kentsel dönüşüm  kavramı çok boyutlu bir içerik taşımakla birlikte,  günümüzde daha çok yıkarak  yenileme gündeminde yer alıyor. Kentsel mekânlar doğal akışı içinde zaten dönüşmekte; ancak bir müdahale söz konusu olduğunda, bu girişim  insanların hayatlarını zedeleyen bir hızda ve nitelikte olmamalıdır. Kentsel mekândaki sosyo-ekonomik yapının tümüyle değiştirilerek “yabancılaşmış” bir ortam yaratan müdahale yaşamı olumsuz etkilemekte dünyada da ciddi biçimde eleştirilmektedir. Müdahaleler,  geleneksel üretim ve yaşam biçimlerinin ortadan  kaldırıldığı, yaşayanların yerinden edildiği uygulamaları değil kentsel mekânın içinde yaşayanlarla birlikte iyileştirilmelidir. Kültürel miras yapılarının özgün karakterinin  korunduğu,  yerel  üretim biçimlerinin desteklendiği,  sosyo-ekonomik hayatın özellikleri bozulmadan desteklendiği bir müdahale biçimi sağlıklıdır. 

Kentler ,  öğretecek, biriktirecek, ruhumuzu okşayacak ve bunu kuşaktan kuşağa aktaracak bir yaşam alanı olmalı. Paylaşım, bütünleşme bir barış ortamı olmalıdır. Kentsel mekanların tasarım ve düzenlemeleri emeklilerin yaşlıların kullanımına uygun hale getirilmesi Kent Hakkının eşit dağılmasına olanak sağlayacaktır. Toplumun fiziksel ruhsal sağlığının korunmasına yardımcı olacaktır. Yaşlı dostu kentler talebimizi yükseltmeli kamusal mekanizmaları yerel yönetimleri bu konuda göreve çağırmalı.

EMEKLİLERE YAŞLILARA HİZMET GÖTÜREN BELEDİYELERİ ZİYARET

Kentsel ortamda değişen yaşam biçimlerine bağlı olarak yaşlı bireylerin sürekli değişen ve dönüşen kent dinamiğine uyum sağlamaya çalışmaları, yaşlıların fiziksel, sosyal, ekonomik psikolojik birçok sorunla karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır.

Bu sorunların çözümünde belediyelerin sadece üçte biri yasal sorumluluğunu yerine getiriyor. Bunların yüzde 50 si de yetersiz. Genellikle evde bakım hizmeti öne çıkıyor sağlık hizmeti yok. Bakımevleri, bakım merkezleri yok.

Kentler yaşlılar için güvensiz. Kaldırımlar yürümeyi zorlaştırıyor. Yeşil alan parklar yetersiz. Ev içi tamirat, refakatçi hizmetleri yok. Nüfusun %54 ü belediye hizmetlerinden habersiz.

Her belediye yaşlı bakım hizmeti ağı kurmalıdır. Daha çok şiddet ve istismara uğrayan Alzheimer, demans hastaları için gündüzlü, yatılı bakımevleri açılmalıdır.

Yaşlılar için ulaşımı kolay iletişim kanalları oluşturulmalı. Belediyeler, yaşlıların aktif ve sağlıklı yaşlanmalarını sağlayacak “Yaşlı Dostu Kentler” yaratılması için çalışmalı, yasal sorumluluklarını yerine getirmelidir.

Bu tespit ve değerlendirmeleri dikkate alarak belediyelerin resmi sitelerinden örnek çalışmaları takip ediyoruz.

Aydın Belediyesini ziyareti

-35- 70 kişilik iki mekanda demans ve Alzheimer hastaları için gündüz bakım evi var ve dolu ,ihtiyaca göre açmışlar. Hastanelerdeki  kimsesiz yaşlı hastaların her türlü bakımını yapıyorlar.

-“Gece aç ve üşüyen vatandaş olmayacak” demiş başkan. 2000 kişiye haftanın altı günü sıcak yemek dağıtılıyor. Yemek fabrikası kurmuşlar.

-Yaşlı ve emekli için şehir merkezinde 14 sevgi evi var. İkişer kişilik, her türlü hizmet ücretsiz. Ev sayısını artırmayı düşünüyorlar.İhtiyaç sahiplerini kendi ekip arabaları ile haftada üç gün dolaşarak tespit ediyorlar. Muhtarlar,okullar,başvurularla tespit ediyorlarmış.

Bizde Aydının yaşlı dostu kenti olmasını. Yaşlı Hastanesi açmasını önerdik.

Antalya Konyaaltı belediyesi ziyareti

Türkiye’de bir ilk yaşlı kreşi inşa ediyorlar. Kabul etme şartı yaşlının evde yalnız kalıyor olması.Evdeki yetişkinlerin çalışıyor olması.Alzheimer hastaları için bakım evi önerdik bakıcı bulamadıkları için açmamışlar.Bizde kendilerinin elaman yetiştirebileceğini bunun yasal zeminini olduğunu söyledik.Burasının yaşlı dostu kent olması gerekir dedik,burada çok yaşlı kalıyor yaşlı dostuyuz biz dediler.

Emekli evi açmışlar sahilde küçük bir parkın köşesinde ve çocuk oyun bahçeside var torunlar için.

Üyelik usulü ile çalışıyor 9000 üye olmuş. Belediye sınırları dışından üye kabul etmiyorlarmış. Ama kullanmalarını da engellememişler, talep çok fazlaymış. Çay ve su ücretsiz. Ziyarete gittik çok güzel kullanışlı bir mekan, emeklilerde memnun

.

İ.Ü.SOSYOLOJİ ARAŞTIRMA MERKEZİ YAŞLILIK ÇALIŞTAYI

Şubat 2014 de görüşme talebinde bulunduğumuzda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Araştırma Merkezi  Akademisyenleri sendikamızı ziyarete geldiler. Türkiye’de yaşlıların durumunu, sorunlarını, yaşlılığın güvencesi olan emekliliği, sosyal güvenlik sistemini konuştuk. Ulusal Yaşlılık Kongresini konuştuk. Ve bizi kayda geçtiler, çalışmalarından haberdar ettiler, takip etmeye başladık

Sosyoloji Araştırma Merkezi İstanbul’da Yaşlı Hizmetleri ve Yaşlıların Mevcut Durumu Araştırması kapsamında 14 Mayıs 2015 tarihinde İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Çalıştaya katıldık.

27 Mayısta yapılan “Yaşlılık Atölyesi” çalışmasına katıldık. Toplantıları Üniversiteler organize ediyor.

İlgili bakanlık yetkilileri ve STK temsilcileri katılıyor. Yaşlı sorunları ve yaşlıların durumu her boyutu ile konuşuluyor politikalar üretiliyor. Bizde görüşlerimizi söylüyoruz. Bildiri broşür mevcutta ne varsa dağıtıyoruz. Sendikamızı amaç ve ilkelerimizi  nasıl çalıştığımızı anlatıyoruz…

AVCILAR YAŞLILIK ARAŞTIRMASI

 Bu çalışma için Avcılar Temsilciliğimizin isteği üzerine Avcıları seçildi.2014 yılında ilişki kurduğumuz  ve geliştirerek devam ettiğimiz İ.Ü. Sosyoloji Araştırma Merkezi  ile birlikte yapıyoruz. Kentsel dönüşümden sağlığa kadar tüm sorunların tespiti, Belediyen hizmetlerinden yararlanma durumu, ihtiyacı. Bu hizmetlere bakış açısı gibi durumları tespit etmek. Yerel Yönetimlerden alınabilecek olan kamu hizmetleri ve haklar konusunda farkındalık yaratmak, sorunları tespit etmek amaçlı bir saha çalışmasına başladık. Üniversitede ve sendikada toplantılar yaptık.

60 yaş üstü insanlara ulaşım için kullanacağımız anket sorularını birlikte hazırladık. İstatistik ve teknik çalışmayı SAM yapacak. Saha çalışmasına katılacak arkadaşları  form doldurarak tespit ettik.15 Şubat 2017 de 16 arkadaşımızla anket uygulama ve yaşlılara yaklaşım konusunda eğitim çalışması yapacağız. Eğitimi SAM Müdür Yardımcısı verecek. Sonucu ölçecekler ve değerlendirecek. 60 yaş üzeri 350-400 emekli yaşlı insanla görüşeceğiz. Türkiye geneline uygulanacak biçimde hazırladık. İstanbul’un diğer bölgelerinde, Adana ve İzmir’de yapmayı düşünüyoruz. Tespit ettiğimiz sorunları yerel yönetimlerle çözmeye çalışacağız.

Sonuç ortak kitap haline getirilecek. Yaşlılarla ilgili özel ve genel yok denecek kadar az araştırma var. Devlet yok saydığı için araştırma gereği duymuyor. TUİK yaşlıyı hane halkı içinde değerlendiriyor.15 temmuz darbe girişimi çalışmanın bu güne sarkmasına neden oldu. Bundan sonra ne olur bilmiyoruz ama bu çalışmanın sonucunu almaya kararlıyız.

MİMARLAR ODASI İSTANBUL ŞUBESİ

İstanbul Mimarlar Odasının genç mimarlar ve öğrencilerle periyodik olarak yaptıkları toplantılara, biz de 26 Ocak 2016 tarihinde davetli olarak katıldık. ”Yaşlılar ve Kent” konulu söyleşi yaptık. Kent yaşamını, yaşlı dostu kentleri, toplumsal sorumluluklarımızı, sendikamızı ve mücadelemizi anlattık. Olumlu geri dönüşümler aldık.

ULUSAL YAŞLILIK KONGRESİ

VIII. Ulusal Yaşlılık Kongresi  16-18 Nisan 2015 tarihleri arasında Denizli’de Pamukkale Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezinde yapıldı. Ana teması “Yerinde Yaşlanma” olarak belirlenmişti. 

Bu temelde bilgi sahibi olunması için bilim insanları ve uygulayıcıları arasında paylaşım ve tartışma ortamı oluşturmayı amaçlayan Kongreye Türkiye genelinden yirmi beş üniversiteden bilim insanları, Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı temsilcileri, Türkiye Emekliler Derneği ve Yaşlılık Platformu Temsilcisi katıldı. Kongrede toplam 66 bildiri sunuldu. Sendika olarak katılan sadece Emekliler Dayanışma Sendikası olarak biz vardık. Sendikamız adına:“Toplumsal üretim biçimleri ve yaşlılık: yaşlının statüsü ve geleceği”  ve 

Sendikal mücadele ve emeklilikte sendika(l) mücadelenin örgütlenmesi”  başlığı altında iki sözlü sunum yaptık.

9.Ulusal Yaşlılık Kongresi 4-6 Mayıs tarihleri arasında Kırşehir Ahi Evran Üniversitesinde yapılacak. Yaşlı Sorunlarını Araştırma Derneği (YASAD) tarafından Emekliler Dayanışma Sendikası olarak davet edildik. Kongreye sunulmak üzere “Türkiye’de 1994’ten Günümüze Ekonomik Sosyal Politikalarda Emekliliğe Bakış”başlıklı bildiri özeti gönderdik. Kurul tarafından kabul edildi.3 Şubat 2017 tarihine kadar bir sayfalık geniş özet ve ay sonunda tam metin gönderilecek. Kabul edildiğinde bildirimiz kongre kitabında yer alacak.

İHD İSTANBUL ŞUBESİ İLE GÖRÜŞME

 Emekliler Dayanışma Sendikası Genel Merkezi olarak, İHD İstanbul Şubesine  21 Kasım 2014 tarihinde yaptığımız resmi görüşme talebimiz 16 Aralık 2014 tarihinde kabul edildi.İHD Marmara Bölge Temsilcisi ve Şube Yönetiminde görevli arkadaşlarla görüşme yaptık.

-Özellikle İnsan Hakları Haftasında görüşme isteğimizin nedenini anlattık.

-BM Yaşlı Hakları ve tarihçesini bunun bilinmezliği konusundaki düşüncelerimizi paylaştık.

-Türkiye özelinde 1 Ekim Dünya Yaşlılar Gününü “Emekliler Yaşlılar Dayanışma Günü” olarak ilan ettiğimizi. Üç yıldır SSK, SGK  bürokratları, Vali ve Kaymakamların kutlama mesajlarının dışında bizim basın açıklaması ile sorunlarımızı dile getirdiğimizi. Üstümüze örtülen “İleri Demokrasi” örtüsünü aralamaya, gerçekleri anlatmaya çalıştığımızı. Bunun Türkiye’de Emeklilerin Sendikal Mücadelesinde bir ilk olduğunu ifade ettik.

Biz  bu alanda ilk çalışmaları yapan bir örgütüz sizden de İHD’ nin  diğer komisyon çalışmaları gibi “Yaşlı Hakları Komisyonu” oluşturulmasını. Bunun İstanbul Şubede başlatılması. Ve Türkiye geneline yayılmasının bizim için çok önemli olduğunu ve gerekçelerimizi sunduk.

İlk Yürütme toplantısının gündemine alacaklarını ve olumlu sonuçlanacağını umduklarını söylediler. Birlikte farkındalık yaratma çalışmaları panel, toplantı, söyleşi yapabiliriz dediler. Bizim de amacımızın bu olduğunu söyledik.

Önümüzdeki günlerde birlikte Yaşlı Hakları Komisyonunu basına tanıtmak için basın toplantısı yapabiliriz dediler. Biz de Komisyonda aktif görev alacağımızı, komisyonu bilgi ve araştırmalarımızla besleyeceğimizi ifade ederek teşekkür ettik. 

Ama daha sonra hiçbir gelişme olmadı. Kadro yetersizliğinden hiçbir şey yapamayacaklarını ifade ettiler.

 KESK GENEL MERKEZ  YÖNETİMİ  İLE GÖRÜŞME

Randevu alarak 15 Aralık 2014 tarihinde görüşmeye gittik. Eş başkanlar son anda Yurt dışından gelen sendikacılarla Suruç’a gitmek zorunda kalmışlar. Örgütlenme Sek., Kadın Sek. Mali Sek. le görüştük. Görüşmemizi yönetime taşıyacaklarını söylediler. Bu güne kadar KESK te emeklilerin nasıl örgütleneceği konusunda hiç bir tartışmaları olmamış, düşünmemişler de. DİSK te bir adet var demişler. Dernek olduğunu öğrenince çok şaşırdılar. Bundan sonra tartışacaklar bizi de arayacaklarını söylediler.Bu güne kadar bir bilgi gelmedi.

İSTANBUL BAROSU İLE GÖRÜŞME

İstanbul Barosu Yönetimine görüşme talebi ile başvuru yaptık. Yoğun oldukları için uzunca bir süre bekledik ve görüşmeye gittik. Yönetim Kurulu üyesi ile görüştük. Sendikamızı amacımızı  Baro içinde “Yaşlı Hakları Komisyonu” oluşturulması talebimizi aktardık. Yaşam alanlarında örgütlenme, farkındalık yaratma, sosyal sorun olduğunun kabulü için çalışmalar yapma noktasındaki açıklamamıza daha çok partilerle görüşmeniz gerekir dediler. Komisyon talebimiz yanıtsız kaldı. Araştırdık bir avukat grubu oluşturup bu komisyon çalışmasını yapmak istiyoruz diye Baroya başvuruda bulunmak gerekiyormuş.

Bunun için görüşmeler yaptık ama yaşlılara ve sorunlarına yabancılık yaşandığı için sağlayamadık.

TMMOB 44. OLAĞAN GENEL  KURULUNA SUNDUĞUMUZ ÖNERGE 

27 Mayıs 2016 tarihinde TMMOB 44. Olağan Genel Kuruluna sunduğumuz önerge kabul edildi. TMMOB Merkez Yönetim Kurulu tarafından dönem çalışmalarının içine alınarak emeklileri de kapsayan bir çalışma grubu oluşturuldu. Önümüzdeki dönem bizim önerilerle görüşmeye gitmemiz ve çalışmalara katılmamız gerekir. Önergemizi: “Bu güne kadar üretilen tüm değer ve hizmetlerin biriken sermayenin emeklilerin emeğinin ürünü olduğunun gerçekliğinden hareketle:

Yeniden yapılandırma sürecinde, sermaye ve kamu kurumları iç içe işletilerek kamu kazanımları sermaye lehine değiştirilmiş, dönüştürülmüş. Emeklilerin bedelini çalışırken ödediği ücretsiz, güvenli sağlık hakkı ve ekonomik güvencesi yok edilmiştir.

Beş yüz bine yakın üyesi olan TMMOB nin emekli üyelerinin: Sorunlarının araştırılması, hak ihlallerinin giderilmesi, yaşam standartlarının yükseltilmesi ve toplumsal yaşamın ihtiyaçlarına uygun bir sosyal güvenlik sisteminin tesisi için çalışmalar yapmak, çözüm üretmek amacıyla bir çalışma grubunun oluşturulmasını öneriyoruz.” biçiminde sunduk.

YÜRÜTME ÇALIŞMALARI

Çalışmalarımızı yürütürken, broşür, bildiri, eğitim ve bilgi notları, kitapçık, basın açıklamaları, basın duyuruları, radyo programı, gazete ve dergi röportajları, makale ve yazılar  gibi çeşitli araç ve materyaller kullandık.

Üç aylık, altı aylık çalışma takvimleri hazırladık.1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü, 8 Mart, 1 Mayıs, 15 haziran “Dünya Yaşlılara Karşı Şiddet ve Suistimalı Farkındalık Günü” gibi özel günlerde aylık çalışma takvimleri hazırladık.

Çalışma Grupları oluşturduk. İlk oluşturduğumuz Sağlık ve Çevre Çalışma Gruplarına işlerlik kazandıramadık. Görev alan arkadaşlar işlerinin yoğunluğu nedeniyle toplantılara katılamadıkları için grup çalışmaları yürütülemedi.

Kadın Çalışma Grubu emekli yaşlı kadınların uygulanan ekonomik sosyal politikalarla daha da ağırlaşan sorunlarını inceleyen, kadın cinayetlerini, ulusal komitenin hazırladığı programları eleştiren bir broşür hazırladı.2015 yılı içinde hazırlanan broşür 8 Mart ta Kadıköy mitinginde 800 adet alanda olmak üzere süreç içerisinde 2000 adet dağıtıldı. Olumlu geri dönüşümler alındı. 8 Mart eylemlerine çok az sayıda olmakla birlikte pankart hazırlanarak katılım sağlandı.

2016 yılı içinde iki kez kadın üyelerle çağrılı toplantı yapıldı. Katılabilen arkadaşlarla sorunlarımız ve çözüm önerileri, yaşamdan beklentilerimiz üzerine sohbetler ve yaratıcı drama çalışması yapıldı.

Emekli yaşlı kadınların yeniden yapılandırma sürecinde ve SGK nun yapısal değişikli, kamu emekliliğinin yok edilmesinden doğan kayıpları ile ilgili notlar hazırlandı kaynak sıkıntısı nedeni ile broşür haline getirilemedi.25 Kasım ile ilgili 15 Haziranı da kapsayan yaşlı kadına şiddeti ve sorunları konusunda farkındalık yaratmak için broşür hazırlığı yapıldı ,bastırılamadı.

İzmir, Adana, İstanbul Avcılar Bölge Temsilcilikleri çalışmaları yapıldı. Avcılar Bölge Temsilciliğimiz  Avcılar Kültür Sanat Derneğinde.  Adana Bölge Temsilciliğimiz de Arap Halkı Alevileri Derneği mekanında çalışmalarını yürütüyor. Diyarbakır, Batman, Giresun ,Mardin, Kayseri Eskişehir çalışmalarımız arkadaşlarımızın inisiyatifi dışında gelişen olaylar nedeni ile Bölge temsilciliği düzeyine ulaşamamıştır.

2015 Ekim ayında yapmayı planladığımız ama organize edemediğimiz “Emekli- Yaşlı Çalıştayı”

önemini koruyor.

İki yıla yakın bir süre web sayfamızı, mail grubumuzu  kullanamadık. Web sayfamızı  facebook sayfamızı yeniledik.Yaşlılarla dayanışma amaçlı kır saçlılar facebook sayfası açtık.Telefon mesajıyla iletimi tercih ettik.Ağustos 2016 dan bu yana güncellemeye çalışıyoruz. Web sayfamızın hazırlığı devam ediyor

Nisan 2016 dan bu yana duyuru yaparak her ayın 6 sı ve 26 sında yönetimle birlikte üye tpolantıları yaptık .Katılabilen üyelerle ve bazı toplantıları  atölye çalışması olarak değerlendirdik.

.

2016 Nisan ve Haziran aylarında üyeler ve dostlarla yaptığımız sunum-forum biçiminde toplantı notlarını “Günümüzde Sendikal Mücadele ve Emekliler” başlıklı eğitim notları olarak basılı metin haline getirdik.

Dört yılı aşkın bir süredir ısrarla anlattığımız kamu emekliliği yerine ikame edilecek olan BES konusunda Nisan 2016 da rapor hazırladık. Bilgi notu olarak çoğaltarak dağıttık.

Şubat 2016 da  sendikaya gelemeyen üyelere kargo ile bildiri, basın açıklaması metni, broşür, kitapçık gönderildi. bazıları adres değişikliğinden geri döndü. Telefonla bağlantı kurulamayan üyelerimiz oldu.

22 Haziran 2016 da sendika adına yayın çıkarmak için hazırlık kararı aldık. Hukuki boyurunu araştırdık yasal zeminini öğrendik. Ekonomik kaynak araştırmasına başladık.15 Temmuzun yarattığı sıkıntılarla nedeni ile çalışmalara ara verildi.

İstanbul İşçi Sağlığı İş güvenliği Meclisine sendika olarak katılmak, genellikle emeklilik döneminde ortaya çıktığı için özellikle bizi çok ilgilendiren meslek hastalıkları konusundaki çalışmaları takip etmek. Bu konuda farkındalık yaratmak hukuki süreç için araştırmalar yapmak gerekmektedirAma biz sadece

Biz sadece yazılı açıklamalarını takip edebildik. Çalışma grubu oluşturup aktif takip etmeliyiz.

Ekonomik kaynak bulma çalışmaları devam ediyor. Emekli-yaşlı hakları ve kamu hizmetleri konusunda, Emekli-yaşlı kadınların şiddet konusunda kamu ve özelde yaşadıkları sorunları ve ekonomik politik temelini anlatan broşürün hazır olması gerekiyor.

 Hukuk Çalışma Grubu  ilk günden gerekliliğini görüştük ama oluşturamadık.Gönüllü destek veren emekçi dostu avukat arkadaşımızla yürüttük Sorunlarımızı çözmeye çalıştık. 

Önümüzdeki dönem daha çok zaman ayırma, kendimize ve sorunlarımıza yabancılaşmadan kurtulma dileklerimizle başarılar diliyoruz.

Sevgi ve Dayanışmayla

Emekliler Dayanışma Sendikası Merkez Yönetim Kurulu.